Tecavüzde rıza olamaz!

İstanbul – 6 Kasım Pazar günü, N.Ç. davası olarak bilinen davada Yargıtay’ın almış olduğu kararı protesto etmek için, Tramvay durağından Tünel Meydanı’na yürüyüş düzenledi. Yaklaşık beş yüz kişinin katıldığı ve bir saat süren coşkulu yürüyüş sırasında sık sık “Tecavüze indirim, çocuğa rıza”, “Yargı elini çocuğumdan çek”, “Yargı şaşırma, tecavüzü koruma” sloganları atıldı. Eylem Tünel Meydanı’nda okunan basın açıklamasıyla sona erdi.

2002 yılında 13 yaşındaki bir kız çocuğu olan N.Ç’nin, aralarında asker ve kamu görevlilerinin de olduğu 32 kişinin tecavüzüne uğradığının ortaya çıkmasıyla açılan davada Yargıtay, geçtiğimiz hafta yerel mahkemenin kararını onadı. Yargıtay nihai kararda, çocuk yaşında tehditlerle satılan N.Ç.’nin kendi rızasıyla tecavüze uğramış olabileceğine kanaat getirerek “rıza indirimi” uyguladı. Böylece en az beş yıl ceza alması gereken 28 sanık, bir yıl sekiz ay ile beş yıl arası ceza aldı.

Bu karar, toplumdaki erkek egemenliğinin hukuki işleyişe nasıl nüfuz ettiği yeniden gözler önüne serdi. Bugün yargı sürecinde tecavüzcülere tahrik indirimleri uygulanması ve rıza bahanesiyle sanıkların cezalarının azaltılması, aslında tecavüzün sorumluluğunu mağdurlara yüklemek anlamına geliyor. Böylece tecavüzcü, yargı eliyle korunmuş oluyor. Bu kabul edilemez uygulama, bugün süregiden ve bundan sonra açılacak davalara da emsal teşkil edecek. Her davada, tecavüz sanıklarından “rıza gösterdi” bahanesini daha çok duyacağız.

Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, hükümetin bazı temsilcileri yaptıkları açıklamalarda Yargıtay kararının kamu vicdanını nasıl da sızlattığından dem vurdular. Kamera karşısında ah vah etmek yerine, hükümetin derhal harekete geçmesi gerek. Tecavüz suçu söz konusu olduğunda herhangi bir indirim uygulanmasını engelleyecek gerekli yasal düzenlemeleri yapmak, en başta hükümetin boynunun borcu.