Sanat düşmanı Yunus Söylet

İstanbul Üniversitesi’nin 90’lardan beri öğrencilerin oyunlar sergiledikleri Öğrenci Kültür Merkezi (ÖKM) sahnesinin gizlice yıkılması, dekorlarının ve teknik donanımlarının talan edilmesi üzerine İstanbul Üniversitesi Sahne Dayanışması bugün saat 13:30’a Vezneciler metro istasyonu önüne toplanma çağrısı yapmıştı. Metro önünde toplanan İstanbul Üniversitesi öğrencileri, eski ÖKM Sahnesi oyuncuları ve bir çok tiyatro topluluğu Rektör Yusuf Söylet’i protesto etti. ÖKM sahnesinin yer aldığı Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF) önüne yürüyüş gerçekleştirilerek basın açıklaması okundu. Tiyaro topluluklarının basın açıklaması ve taleplerini aşağıda paylaşıyoruz; “Basına ve kamuoyuna, Öğrenci Kültür Merkezi, 1990 yılından 2010 yılına kadar öğrenci kulüplerinin toplumsal konulara duyarlı, kolektif çalışmalarını yürüttüğü bir faaliyet alanıydı. 2010 yılından günümüze kadarki süreçte ise bu faaliyetlerden neredeyse arındırılmış, sadece iki tiyatro kulübünün bin bir zorlukla çalışmalarını yürütebildiği, kar amacıyla “işletilen” Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi(AUZEF)’ne tahsis edilmiş bir kurum haline geldi. Söz konusu binadaki ÖKM Tiyatro Salonu’nda ÖKM Sahnesi ve İÜFFTK(İstanbul Fen Oyuncuları) faaliyet yürütmekteydi. Ancak, bu salon, sadece bu iki kulübün değil Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro gruplarının birbirlerini geliştirdiği bir paylaşım alanıydı. ÖKM Tiyatro Salonu 2010’dan sonra da bir çok saldırıya maruz kaldı. Örneğin, 2012 yılında kulüp üyelerinin özverili çabalarıyla hazırlanan sahne dekorları ve kostümleri binadan aşağı atılarak kullanılamaz hale getirildi. Geçtiğimiz eğitim yılında ise önce türlü bahaneler ileri sürülerek gruplar sahnelerine alınmadı. Daha sonra ise okul yönetiminin bütün gizleme çabalarına rağmen sahnenin AUZEF’in alt yapı ihtiyaçları doğrultusunda yıkılıp yerine bu kurumun kullanımında olacak bir büro yapılmak istenildiği öğrenildi. Ancak gerek sokak oyunlarımız, gerek imza ve sosyal medya çalışmalarımızla gösterdiğimiz direniş sayesinde sahnenin bir sezon daha kullanılması gibi bir kazanım elde ettik. Geçtiğimiz gün ise sahnemizin gizlice yıkılıdğı ve tüm teknik donanımımızın, kostüm ve dekor birikimimizin kullanılamaz hale getirildiği gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Okul yönetimince yaratılan bu soruna yönelik çözüm önerilerimizi muhataplarıyla paylaşmamıza rağmen çabalarımız yanıtsız kaldı. Söz gelimi 4-5 yıl sonrasıyla ilgili “çözüm” önerileriyle karşılaştık. Oysa ki bu tavrın çözüme değil de oyalamaya yönetlik olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Öğrenciler için yapıldığı iddia edilen Kongre ve Kültür Merkez’inde çalışma önerimiz ise yönetimin kar getiren seminer anlaşmaları nedeniyle reddedildi. Çünkü tiyatro bu kişilerce, kar getirmediği için gereksiz ilan edilen bir kurum olarak algılanmakta. Söz konusu sahnenin yıkılarak AUZEF bünyesidne bir büro inşaa edilmek istenmesinin bir nedeni de budur. Resmi belgelerde sahneyi kullanan iki kulüp için çalışma alanı olarak, zaten bir kulüpçe kullanılan ve yine yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan iktisat fakültesi ek/2 binasındaki sahne gösterilmiştir. İmkanları bir kulüp için bile fazlasıyla sınırlı olan bu sahnede 3 tiyatro kulübünün çalışma imkanı yoktur. Bu, ÖKM Sahnesi ve İÜFFTK’ya olduğu kadar iktisat sahnesine de yönelik bir saldırıdır. Tiyatro yapmanın bütün imkanlarının yolu kesilmeye çalışılmaktadır. Görülmektedir ki İstanbul Üniversitesi’nin bu saldırısı salt tekil tekil tiyatro kulüplerine değil kurumsal anlamda da tiyatroya karşı bir saldırıdır. Bu durum tarihsel bir bütünlüğün de parçasıdır. 1980 darbesiyle üniversitelerde YÖK tarafından yürütülen bir siyasetsizleştirme politikasının ürünüdür. Bundan sonra piyasanın ve gericiliğin egemenlik hamlesinden öğrenciler de payını almıştır. Piyasa karşıtı, toplumcu her faaliyetin önü kesilmeye çalışılmıştır. Sahneleri yıkılan her 2 kulüp de bu egemen sanat anlayışına karşı bir duruş sergilediğinden bu durumdan nasibini alması normal karşılanmalıdır. ÖKM Tiyatro Salonu, bu tarihsellik içinde elde ettiğimiz bir kazanımdır. Biliyoruz ki geri çekildiğimiz her nokta aslında razı olduğumuz noktaların da bir ölüm fermanıdır. İÜ Sahne Dayanışması olarak bir adım daha geri çekilmeyeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz ve bu süreçte duyarlı kamuoyunu gücümüze güç katmaya çağırıyoruz. Taleplerimiz: *Özgürce çalışabileceğimiz, üretimlerimizi sergileyebileceğimiz ve diğer kulüplerin çalışmalarını sınırlamayacak bir sahne. *Öğrenci kulüpleri hakkında alınacak kararların okul kulüpleriyle yapılan bir toplantıyla alınması. *Teknik donanımımıza, kostümlerimize ve dekorlarımıza verilen zararların giderilmesi. İÜ Sahne Dayanışması -İstanbul Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu -Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tiyatro Topluluğu -ÖKM Sahnesi -İktisat Sahnesi -İstanbul Fen Oyuncuları” Öğrenciler “Tiyatro sahneleri üretecek, yaşayacak, yok olmayacak!” yazan pankartı AUZEF ninası önüne astılar. İstanbul Sahne Dayanışması özgürce sanat yapabilmek için mücadelelerini eylemlerle, şarkılarla, sokak oyunlarıyla devam ettireceklerini belirtti. Tiyatro sahnede, sınıfta, sokakta, her yerde ve her koşulda insanlara ulaşmaya devam edecek, onlara emekçilerin ve ezilenlerin sesini ulaştıracak. Yalnızca İstanbul Üniversitesi’nde değil, bir sürü okulda kolektif emekle çalışan; işçilerin, halkın sorunlarına, siyasi gündeme duyarsız kalmayan amatör tiyatro toplulukları çeşitli baskılarla engellenmeye çalışılıyor. Bu örnekte olduğu gibi okullar birer şirket olarak görülerek, öğrencilerin diledikleri kolektif üretimi gerçekleştirmelerinin önü daha fazla kar uğruna kapatılıyor. Oysa üniversite paranın, piyasanın yeri değil, toplumun büyük bir kesimini oluşturan işçi ve emekçiler çıkarına üretilen bilimin, sanatın yuvası olmalıdır.