Önder Babat ölümsüzdür!

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4. Sınıf öğrencisi iken öldürülen Önder Babat 4 Mart Pazartesi günü üniversite öğrencileri tarafından anıldı.

Burjuva medyada ilk olarak kafasına taş düştüğü söylendi. Bu yalan tutmayınca, serseri bir kurşunun Önder’e isabet ettiği iddia edildi. Egemen kaynaklardan yayılan bilgi kirliliği gerçekliği örtemedi. Bugün artık herkes tarafından Önder Babat’ın politik bir cinayet sonucu, devlet tarafından öldürülüğü bilinmektedir.

İ.Ü. Merkez Kampüs’teki Havuzlu bahçede “Önder Babat Ölümsüzdür, Katil Devlet Hesap Verecek” pankartının arkasında toplanan öğrenciler Hukuk Fakültesi koridorundan geçerek İstanbul Üniversitesi kapısına yürüdü. Yürüyüş boyunca sık sık “Önder Babat Ölümsüzdür”, “Katil Devlet Hesap Verecek”, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Yaşasın Devrimci Dayanışma” sloganları atıldı. Ardından yapılan basın açıklamasında, Önder’in devlet eliyle katledilmesinin ne ilk ne de son olduğuna, 16 Mart Beyazıt katliamından Ege üniversitesi öğrencisi Ali Serkan Eroğlu’nun planlı bir şekilde öldürülmesine, Muğla Üniversitesi öğrencisi Şerzan Kurt dahil bugüne kadar birçok öğrencinin katledilmesinin aynı hedeflerle yapıldığına ve bu hedefin de devrimci öğrencilerin mücadelesini üniversitelerden temizlemeye çalışmak olduğuna değinildi.

Basın açıklamasında şunlara yer verildi;

“Bugün okulda özellikle sivil ve resmi polis baskısının giderek arttığına, buna bir de özel güvenlik terörünün eklendiğini unutmamak gerekir. Neredeyse öğrenci gençlerin her hareketi, söz konusu güçler tarafından denetlenmekte ve baskı altına alınmaktadır. Polis ve özel güvenlik raporlarına dayanarak okuldan atmalara ve soruşturma açılmasına ve soruşturma sayısının her geçen gün artmasına zaten tanığız. Öğrencilerin demokratik talepler etrafında şekillenen protestoları sonucunda ya da salt basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle soruşturmalar açılıyor. Bu durum Türkiye’de muhalefeti zapt-u rapt altına almaya çalışan uygulamaların öğrenci gençlik üzerindeki yansımasından başka birşey değildir... Dün okullarda siyaset engellenmeyecek şeklinde açıklama yapanlar bugün ODTÜ’de yaşananları ise terörizm olarak tanımlıyor ve hedef haline getirmeye çalışıyor...

Onlar, dünden bugüne uzanan mücadele geleneğinde yaratılan değerlerin savunucusuydu. Onları yok etmek isteyenlerin bir hedefi de bu değerlere kast etmekti. Bir dava uğruna mücadele etmenin gereksiz, bedel ödemenin anlamsız sayıldığı günümüz koşullarında onlar hepimiz için devrimci değerlerimizin teminatı oldu...

Ne katlederek, ne tutuklayarak ne çıkardığınız yasalarla devrimci mücadeleyi engelleyemezsiniz. Dün olduğu gibi bu kavga yarın da sürecektir.”