İzmir'de baskınlar protesto edildi

26 Nisan Salı sabahı İzmir Agora’da bulunan Demokratik Çözüm Çadırı ve Kurdi-Der binasına polis tarafından saldırılmış, çadır kaldırılmıştı. Saat 05.30’da yapılan eş zamanlı ev baskınlarında aralarında BDP, SDP, ESP üyeleri ve  KÖZ dergisi okurunun da bulunduğu 18 kişi gözaltına alınmıştı. Saldırılar sırasında 2 kadın da polisin fiziksel tacizine maruz kalmıştı.

Düzenlenen ev baskınları ve müdahaleleri protesto etmek amacıyla, 26 Nisan Salı akşamı saat 18:00’de DİP, BDP, SDP, ESP, TÖP, KÖZ, SGPH, DHF ve KESK Şubeler Platformu’nun katıldığı bir basın açıklaması yapıldı. Ortak basın açıklaması, Meliha Kayacı tarafından okundu.

Kayacı açıklamada şunlara değindi: “Anadilde savunma hakkının engellendiği, mahkemelerde avukatların cübbe attığı, 2.5 yaşındaki bebeklerin gaz bombalarıyla yaralandığı, liseli bir gencin sokak ortasında polis kurşunuyla öldürüldüğü, sınav skandalına karşı çıkan liselilerin Başbakan tarafından tehdit edildiği bir ülkede biz artık olan bitene şaşırmıyoruz. Çünkü her türlü baskı ile toplumda korku terör yaratılmaya çalışılıyor. İzmir'deki son olayda, tek suçu YSK’nın anti-demokratik uygulamasına karşı barışa katkı sunmak için Emek, Demokrasi, Özgürlük Bloku'nun adaylarına sahip çıkmak olan arkadaşlarımız, bir kez daha AKP’nin sözde ileri demokrasisinin saldırısıyla karşı karşıya kalmışlardır. KCK davasıyla seçilmiş vekillerin, belediye başkanlarının siyaset dışı bırakılmaları ve tutuklanmalarıyla başlayan süreç 21 Eylül Komplosuyla SDP Genel Başkanı, MYK üyeleri, TÖP sözcülerinin hukuksuzca tutuklanmasıyla devam etmiştir. Bununla yetinmeyen egemen güçler sosyalist gazete ve dergi yazarlarını, Halkevi üyelerini, ESP üyelerini, DHF üyelerini, kontrgerilla hakkında araştırma yapan gazetecileri susturmak amacıyla gözaltı ve tutuklama terörü gerçekleştirmiştir. Açılan her soruşturmada gizlilik kararlarıyla, gizli tanıklarla toplum üzerinde korku terörü yaratılmaya çalışılmakta, kişilerin savunma hakları engellenmektedir.”

 Kayacı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Anlaşılan o ki korku, sarayları sarmıştır. Neoliberal politikalara, savaş çığırtkanlığına, anti-demokratik uygulamalara, kadın cinayetlerine ve her türlü baskıya karşı ezilen Kürt halkıyla omuz omuza barış mücadelesi veren, insanca bir yaşam için ısrar edenler olarak, egemenleri tedirgin etmeye devam edeceğiz. Onların sömürü düzeniyle ayakta tuttukları saltanatlarına korku salmaya devam edeceğiz. Tarihte her zaman, halka eziyet edenler, devrimcileri yargılayanlar er veya geç, yargılanmıştır. Çünkü son sözü hep direnenler söyler."

Basın açıklamasının okunmasının ardından “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz”, “Komplolar sökmedi sökmeyecek”, “Gözaltılar serbest bırakılsın” ve “Yaşasın devrimci dayanışma” sloganları ve alkışlarla eylem sona erdi.