HDP 2. Olağanüstü Kongresi Gerçekleştirildi

Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla Kürt hareketinin sosyalist hareketle birleşerek Türkiyelileşmesi hedefiyle kurulan Halkların Demokratik Partisi (HDP), yapılan 2. olağanüstü kongresi ile BDP ile birleşerek yeni parti meclisini ve eş başkanlarını seçti. ‘Yarın artık bugündür’ şiarıyla 22 Haziran günü Ankara Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonunda yapılan kongrede, açılış konuşmasının ardından Gencay Gürsoy başkanlığındaki divan seçildi. İlk konuşmayı Eş başkanlardan Ertuğrul Kürkçü yaptı.

Kürkçü konuşmasına Kürt özgürlük mücadelesi ile Türkiye’nin demokrasi ve sosyal haklar mücadelesinin beraber verileceğini, HDP’nin de bunun kapısı olduğunu vurgulayarak başladı. Artık cenazeler gelmiyorsa, batıda fanatikler meydanlarda intikam yeminleri etmiyorsa ve farklı coğrafyalardaki mücadeleler birbirine omuz veriyorsa bunun Öcalan’ın ve HDP’nin bu yöndeki sistemli çalışmalarından kaynaklı olduğunu belirtti. AKP’den sonra Türkiye’nin her yerinde faaliyet gösteren ikinci parti olduklarını, 30 Mart seçimlerinde her yerde aday çıkarttıklarını vurgulayarak bu nedenle iktidar adayı olduklarını ifade etti. Kürtlerin artık değiştiğini, yüzünü Ortadoğu devrimcilerine, Rojava’ya çevirdiğini , Ortadoğu’nun yükselen değeri olduğunu  belirterek, HDP’de sınıf mücadelesini arayanlara ‘tarlalarda madenlerde kim çalışıyor’ diyerek yine Kürt özgürlük mücadelesini işaret etti ve bunun işçi sınıfının Kürtlerle ittifakının sebebi olduğunu söyledi.

Kürkçü’nün ardından söz alan diğer eş başkan Sabahat Tuncel, artık düzen partilerinin sonuna gelindiğini, Türkiye’nin HDP ile değişeceğini, özgürleşeceğini, Demokratik Özerk Kürdistan’ı ve demokratik cumhuriyeti kuracaklarını ifade etti. HDP’nin herkesin kendini ifade edebildiği bir parti olacağını, Gezi ile Amed’i birleştireceklerini belirtti.

Tuncel’in ardından Abdullah Öcalan’ın kongreye yönelik mektubu Pervin Buldan tarafından okundu. Öcalan mektubunda Kürt hareketine yönelik tüm ayrılıkçı dayatmalara karşı halkların birlik çabalarıyla karşılık verdiklerini, BDP’ye dayatılan dar bölgeci anlayışı HDP ile kırdıklarını ve bunun 1965’teki TİP hamlesinden sonraki en büyük politik çıkış olduğunu belirtti. Mektubunun sonunda ise bir önceki kongrede söylediğini yineleyerek Türkiye’de sosyalizme ve açık bir demokrasiye gidilecekse bunun demokratik müzakere süreciyle yakından bağlantılı olacağını vurguladı.

Mektubun ardından eş başkan adayları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş konuşma yaptılar. Yüksekdağ konuşmasında HDP’nin zamanı gelmiş bir hareket olduğunu, grevdeki bir gözcüyle Lice’de direnen emekçi gencin HDP’yi beraber oluşturduğunu belirtti.  Ortadoğu’da IŞİD karanlığına karşı yüzlerini Rojava’ya çevirdiklerini, Kürt halkının onurlu direnişi hak ettiği yanıtı bulamadığı sürece kırmızı fularlı kızların, poşu takan gençlerin yüzünü dağlara çevireceğini vurguladı.

Ardından konuşan Demirtaş yüz yıl önce sınırları çizen egemenlerin şimdi bir kez daha kaderimize el atmalarını istemiyorsak birlik olmaktan başka çare olmadığını, en somut örneğinin Rojava olduğunu, egemenliğin paylaşıldığı modellerin Ortadoğu için en gerçekçi modeller olduğunu belirtti. HDP ile Ortadoğu’ya kalıcı barışı getirecek örnek bir model olarak halk iktidarını kuracaklarını ve devletin iki adayına karşı halkın tek adayı ile ‘Cumhuriyet tarihinde ilk defa Çankaya’ya halk çıkacak’ sloganı ile yürüyeceklerini ifade etti.

Konuşmaların ardından eş başkanlar, Parti Meclisi, Merkez Disiplin Kurulu ve Uzlaştırma Kurulu seçimlerinin yapılmasıyla kongre sona erdi.