Grief işçisiyle dayanışma çağrısı Bursa’da yapıldı

15 Şubat Cumartesi günü saat 18.30’da Bursa Heykel önünde Grief işçileri ile dayanışmaya çağırmak amacıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Bilindiği gibi DİSK/tekstil üyesi işçiler, 10 Şubat günü taşeron çalışmayı reddetmek, maaş artışı talebi ve zorunlu mesailerin kaldırılması amacıyla fabrikalarını işgal etmişlerdi. Haklı direnişlerine devam eden işçilerle dayanışma çağrısı Bursa’da da yapıldı. Basın açıklaması ile birlikte “İşgal, grev, direniş”, “Greif işçisi direnişin simgesi”, “Greif işçisi yalnız değildir”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” ve “Taşerona köle olmayacağız’’ sloganları atıldı. Okunan basın açıklaması ise şöyle: Dünyanın birçok ülkesinde işletmeleri bulunan ve emek sömürüsü üzerinden büyüyen Grief(Sunjüt) patronuna karşı hak ve onur mücadelesi veren DİSK/Tekstil üyesi işçiler 10 Şubat günü fabrikalarını işgal ettiler.Bir süredir devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde işçilerin talepleri yönetim tarafından rededilmişti. Greif’in Hadımköy ve Dudullu’daki fabrikalarında taşeron köleliğine başkaldıran, kölelik ücretleriyle çalışmayı reddeden, sosyal haklardan yoksun biçimde çalışmayı kabul etmeyen Greif işçilerinin yaktıkları direniş ateşi işçi sınıfının sermayeye karşı mücadelesini temsil etmektedir.İşçilerin işgal eylemiyle açtıkları yol,işçi sınıfı ve emekçilere yürünmesi gereken yolu göstermiştir. Greif’te işçiler taşeron köleliğine isyan ediyorlar.Şirketin iki fabrikasında 1500 işçi çalıştırılıyor ve bunların 1000’e yakını taşeron firmalarda çalışıyor.Tam 44 tane taşeron firma var.Taşeronlarda ciddi hak gaspları yaşanıyor.10-15 yıllık işçiler dahi asgari ücret seviyesinde maaş alıyor.Zorunlu mesailer işçilerin çalışma koşullarını katlanılmaz kılıyor.İşte bu yüzden işçilerin toplu sözleşmede temel talebi taşeronun kaldırılması ve taşeronda çalışan işçilerin kadroya alınması.Bunun yanı sıra ücretlerinin arttırılmasını ve sosyal haklarını talep ediyorlar.Yani Grief işçisi insanca çalışmak ve yaşamak istiyor. İşçilerin alınteri üzerinden dünya devi olan Greif patronunun bu taleplere yönelik katı tutumu karşısında da işçiler,gerçekleştirdikleri eylem ile hakları için dişe diş bir mücadeleye hazır olduklarını gösterdiler. İşçiler kendi örgütlülüklerinde kendi kararlarını alıyorlar.Bu kararlara birlikte uyuyorlar.Bölüm komiteleri,bölüm komitelerinden oluşan fabrika komiteleri gibi işçilerin direnişi yöneten komiteleri var.Süreç tartışmalarla,birlikte alınan kararlarla yürütülüyor. İşte tabandan yükselen bu ses,sendikalarımıza hakim yasalcı-icazetçi anlayışlara karşı fiili-meşru mücadele bayrağını taşıyor.İşçiler,toplusözleşme sürecinde olan fabrikalarında,patronun taleplerini karşılamadığını görerek yasal süreci beklemeden kararlı bir adım attılar.Greif işçileri işte bu düzenin kafalara kazıdığı düşünce ve davranış kalıplarını yerle bir ettiler. Doğru bildikleri yolda inisiyatif alarak doğrudan eyleme geçtiler.’’Sendika biziz’’ haykırışında dile gelen bu tutum ile sendikal bürokrasiye meydan okudular. Bu ses,bu eylem tabandan işçileri birleştirerek bürokratik engelleri yıkıp geçmek,sınıfa karşı sınıf çizgisinde fiili-meşru mücadeleyi büyütmek anlamına geliyor.Greif işçisinin mücadelesi bu yolda atılmış bir adım,kazanılmış bir mevzidir. Artık sendikaları işçiler yönetecek.Yasaların ve bürokratların izin verdiği kadar değil,haklı ve meşru olan neyse onu yapacak.Kölelik zincirlerini kıralım diyen Grief işçilerinin sesine kulak verelim.Bu onurlu direnişe destek olalım.’’Biz kazanırsak tüm işçi sınıfımızın zaferi olacaktır!’’ diyen Grief işçilerinin direnişinin sesini Bursa’ya yayalım. Bursa Emek Forumu Dayanışması