Direnişçi Sütaş İşçileriyle Röportaj Yaptık

Kaymaklı Yoğurt Biriminden Bir İşçi


Gerçek : İlk sendikalaşma ne zaman başladı?
K.Y : 2012 Yılında tek gıda-iş sendikasında aktif olmaya başladık. 25 Nisan’da işten çıkarıldık. 300 işçi sendikalı 600 tanesi Aksaray’da. Oradan 12 işçi çıkarıldı.
E devlet şifreleri alındı. İçeride kalan işçilerin istifa etmeleri isteniyor. Muharrem Yılmaz’ın istifasından sonra yemekhanede toplantı yaparak sendikalı işçilerin istifa etmesi isteniyor. Muharrem Yılmaz bizlerle görüşeceğini söyledi ama gelmedi. İşe geri dönmek istiyoruz.

 
G : İşten atılma gerekçeniz neydi o süreçten bahseder misiniz?
K.Y : Eşimle beni çağırdılar, arkadaşlarınızı rahatsız ediyormuşsunuz dediler. Aynı anda çıkarıldık. Aynı anda performansımız mı düştü? Ben 9 yıldır bu fabrikada çalışıyorum. 9 senedir kimseyi rahatsız etmemişim de sendikalı olunca mı rahatsız etmişim ? Bu şekilde bir tavır sergilediler.


G: Grev sürecinde yaşadıklarınız nelerdir?
K.Y : Türkiye’de hiç yaşamadığımız bir şey yaşadık.Soma’da 301 işçi kardeşimizi kaybettik .Onların toprağı kurumadan kalkıp bize burada hayvan dışkısı döktüler. Geçen gün çıkmış diyorlar ki biz bunu çevre düzenlemesi için yaptık. Biz çiftlikten geldik metropolde büyümedik.Öyle gübre dökersen bir şey yetiştiremezsin. Burada birçok alan var. Burası Sütaş’a ait bir alan değil, burası bizim eylem alanımız. Bizim üstümüze 13 ton pislik döktüler. Bu bize hakaretti.


G: Diğer Sütaş işçilerinin direnişi bakış açısı nasıl?
K.Y : İçeride herkes borçlandırılıyor az maaşla çalıştırılıyor. Elektrik, kira, kredi borçları var. 9 yıldır burada işçiyim 850tl maaş alıyorum. İşçiler borçlu oldukları için sendikaya üye olamıyorlar. Üyeliğin hızlı olmamasının nedeni borçtan korkmak.

Çalışma saatlerimiz çok uzun. Giriş saatimiz belli çıkış saatimiz belli değil. Ben 8.30da iş başı yaptığım zaman akşam kaçta çıkacağımı bilmiyorum. Bir ay boyunca her gün 7.30-23.00 arası çalıştım. Bir kadın olarak eşime ve çocuklarıma zaman ayıramıyorum. Çok mesaiye girdiğimizde kesinti oluyordu. Toplu iş sözleşmesi için sayı tamamlanıyordu. Sadece 100 kişi kalmıştı sözleşme için. Bundan korktukları için bizi işten çıkardılar. Giriş çıkış saatlerim izin günlerim belli değil. Özel günler oluyor, sınavlarım oluyor . Acaba çalışacak mıyım stresiyle 1 haftayı zor geçiyordum. Bir kaç adım atılmazsa boykot başlatacağız.


G : Yönetimin size uyguladığı baskılar nelerdir?
K.Y : Biz çıkarıldıktan sonra arkadaşlarımız yönetimden baskı gördü. İfadeleri alındı. E-devlet şifreleri istendi. IP numaraları direk bakanlığa gittiği için suç duyurusunda bulunduk.

Bir gün şef, bir işçi arkadaşın gırtlağına sarıldı. İnsan Kaynaklarının Müdürü olan şef ‘’siz vatan hainisiniz vatana hainlik ediyorsunuz’’ diyerek sözlü tacizde bulundu.
‘’Seni öldürürüm kimseyi üye yapmaya çalışma’’ dedi. Ama biz sonuna kadar savaşacağız. Bir zeytin dalı uzatmazsa savaşa hazırız pes etmeyeceğiz!

Kaşar Peyniri Biriminden Bir İşçi

K.P : Sendikalı olduğum öğrenilince ilk etapta fabrikadaki sosyal faaliyetlerden mahrum bırakıldım. Bunu İnsan Kaynakları Müdürüne sorduğumda biz huzur bozan insanları topluluk içinde barındırmayız dediler. Neden diye sorduğumda ise üstü kapalı şekilde sen biliyorsun dediler. Her hafta çarşamba çağırılıp Sütaş seninle çalışmak istemiyor dendi. Sebebini sorduğumda söylemediler. Ameliyat oldum, rapor aldım. Sendikalı olduğum için beni hiç aramadılar. Benimle görüşen tüm arkadaşlarımı sendikalı olmayanlar da dahil işten çıkardılar. İzinli olduğum halde bayramın 2. günü gece 3’te işe çağırıldığım günler oldu. Fazla çalıştığım halde karşılığını alamıyorduk.

Bir gün arkadaş makineye parmağını kaptırdı. Parmağı koptu, hastaneye gitti. Parmağı bulun, dikeceğiz dediler. Biz fabrikada parmağı aradık. Sorumlu geldi ‘’ne oldu niye kapattınız makineyi açın hemen herkes işine bırakın parmağı’’ dedi.
Yapı krediye talimat var. Benim işçim geldiğinde kredi vereceksin diyorlar. 3 gün çalış kredi alıyorsun. Çoğu işçi bu yüzden geliyor. Krediye bağımlı kılıp mecbur çalıştırıyorlar!
5 yıl önce 850 tl ile girdim çıkarken de aynı parayı alıyordum.
Lavabo önünde turnikeler var. Girerken kart gösteriyorsun. 10 dk üzerine çıkarsan parandan kesiliyor. Çay molamız yok. 12 saatte bir öğün yemek veriliyordu. Bu düzen bizi öldürmüyor süründürüyor!

Tetra -Pak Biriminden Bir İşçi

8 senelik işçiyim, net maaşım 860 tl. 60 saat mesaiye 30 saatin parası ödeniyordu. Üretim alanının dışına çıktığımızda mesaimizden kesiyordu. İzin günümüz belli değildi.2 gün arayla izin yaptığımız da oluyordu 15 gün izinsiz çalıştığımız da. Resmi tatillerde çalışıyorduk. İşveren her gün toplantı yapıp içerideki arkadaşlarımızı istifaya zorluyor. Sendikadan çıkmazsanız sizi bu bölgede hiç bir fabrikada çalıştırmayız diyorlar. Muharrem Yılmaz işçilerle görüşeceğini söylemişti bekliyoruz. İşçiye bu fabrikada değer verilmiyor. Müdürler amirler memurlar yöneticiler altındaki sınıfa değer verilmiyor.