Devrimci Marksizm dergisinden "Kıbrıs'ta işgalin 40.yılı toplantısı"

Kamuoyununda "barış harekatı" olarak bilinen Türk ordularının Kıbrıs'ı işgalinin 40.yılında, Devrimci Marksizm dergisi tarafından işgal karşıtı enternasyonalist bir toplantı düzenlendi. Özgür Üniversite'nin ev sahipliğinde yapılan toplantıda Kıbrıs işgali vesilesiyle sömürgecilik ve savaş meseleleri tartışıldı. Türkiye'den Sungur Savran ve Kıbrıs'tan Aziz Şah, toplantının konuşmacılarıydı.

Özgür Üniversite'den Yıldız Uygun, tüm katılımcıları Özgür Üniversite adına selamladı. Kıbrıs meselesinin, Türkiye sosyalistleri açısından anlaşılamayan ve bilinmeyen bir mesele olduğunu, bu toplantının kendileri açısından değerli ve önemli olduğunu ifade etti. 

Toplantının yöneticiliğini Devrimci Marksizm dergisi yazarı Kurtar Tanyılmaz yaptı. Tanyılmaz, konuşmacıları tanıtmadan önce, Devrimci Marksizm dergisi adına tüm katılımcıları selamladı. Savaş ve emperyalizm meselelerinin işçi sınıfı için önemini vurguladı. Savaşların artık ne kadar içimizde olduğunu örneklerle anlatan Tanyılmaz, Kıbrıs'ın işgalini de bu bağlamda ele aldıklarını söyledi. 40 yıl önce Kıbrıs'ın Türk orduları tarafından işgal edilmesini, savaşlar meselesinin içinde gördüklerini, bu konuya işçi sınıfı tarafından nasıl bakılması gerektiğinin tartışılacağı bir toplantı hedeflediklerini belirtti.

Kıbrıs'ta hayatını kaybeden Rum ve Türk devrimciler ve işçiler, Filistin ve Rojava'da mücadele içinde toprağa verilenler adına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.

Yeni İnsan (Neos Anthropos) Kolektifi'nden Aziz Şah ilk konuşmayı yaptı. Bülent Ecevit'in işgal günlerindeki sözlerine atfen "çiçekli bombardımanın 40.yılı" sözleriyle konuşmasına başlayan Şah, Kıbrıs işgalinin askeri yönlerini anlattı. Emperyalist devletler arasındaki çıkar çatışmalarıyla Türkiye'nin uygun bir konjoktür yakaladığını belirtti. 

1950'lerden bu yana Türkiye devletinin, Kıbrıs'la ilgili tek politikasının "Kıbrıs'ı geri alma" olduğunu vurguladı. İşgalin de bu politikaya dayandığını söyledi. "İşgal neden 1974'de oldu? Neden önce ya da sonra değil?" sorularına yanıt arayan Şah, Türkiye devletinin 1960'dan beri Kıbrıs'ı geri almak için çabaladığını belirtti. 1960'larda Norveç'ten çıkarma gemisi alındığını, Kıbrıs'ı işgal etmek için 39. tümenin kurulduğunu ve Özel Harp birliklerinin Kıbrıs halkını kışkırtmak için devreye sokulduğunu anlattı. Kıbrıs işgaline Türkiye solunun ve sendikalarının oldukça sessiz ve bir kısmının da destekler pozisyonda olmasını eleştirdi. DİSK ve Türk-İş'in işgale destek için yapılan kampanyalara katıldığını aktardı. SSCB'nin Yunanistan'daki Albaylar cuntasına zarar verdiği için işgali desteklediğini, Çin'in ise SSCB desteklediği için işgale karşı çıktığını vurguladı.

İşgalin tamamen dış odaklı olduğunu, Kıbrıs'lıların sosyal ve siyasi hayatına derin etkileri olduğunu aktardı. İşgalle birlikte etnik temizlik başladığını ve adanın etnik olarak parçalandığını, Türkiye'nin en baştan uluslararası hukuk ve garantörlük bahanelerine saklandığını ancak bunun sadece bir kurgu olduğunu sözlerine ekledi. "Çifte sömürge Kıbrıs ve Kürdistan" diye sözlerine devam eden Şah, Kıbrıs işgaline katılan subayların, önce 1980 darbesi döneminde Diyarbakır cezaevinde sonra 90'lı yıllarda Kürdistan'daki kontragerilla birliklerinde görev aldığını ifade etti.

Kıbrıs meselesinin çözümünün birleşik ve sosyalist bir Kıbrıs'la mümkün olacağını, AB'ye dayanan, emperyalist üsleri kovmayı hedeflemeyen bir çözümün gerçekçi olmadığını belirtti. Avrupa Birleşik Sosyalist Devletleri'nin bir parçası olarak kızıl Akdeniz ve Kıbrıs'ın tek çözüm olduğunu vurgulayarak konuşmasını bitirdi.

Toplantıda, DİP-EEK-Yeni İnsan (Neos Anthropos) örgütlerinin ortak işgal karştı bildirisi ile Yunanistan'dan EEK genel sekreteri Mihail Matsas Savas ve Kıbrıslı devrimci Marksist Apostolopoulos'dan gelen dayanışma mesajları okundu.

İkinci konuşmayı Sungur Savran yaptı. Savran konuşmasına, Filistin'in İsrail tarafından işgal edilmesini kınayarak başladı. İsrail'in başlattığı bu savaşta devrimcilerin mutlaka İsrail'in yenilmesini için mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. Irak Büyük Şam İslam Devleti adındaki katil sürüsünün Rojava'nın özerkliğine saldırdığını söyleyen Savran, Ortadoğu'da ezilen iki halkın desteklenmesini gerektiğini belirtti.

TC Cumhurbaşkanı Gül'ün şu anda Kıbrıs'da KKTC başkanı Eroğlu'yla birlikte kutlama yaptığını belirterek sözlerine devam eden Savran, aslında bu "sömürgeci devletin başkanı ile sömürge valisinin" bir törenidir dedi. Kıbrıs'ı Türkiye'nin ikinci bir sömürgesi olarak gördüklerini söyledi. Kıbrıs'ın Türk orduları tarafından işgalini ve sömürgeleştirilmesini örneklerle ve dönemin tanıklıklarıyla ortaya koydu. 

KKTC'nin bayrağının bile, TC devletinin bayrağının kötü bir kopyası olduğunu söyledi. Kıbrıs'ın, emperyalizmin Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'da askeri üssü olduğunu, Kıbrıs halkının emperyalizme ve işgalci devletlere karşı mücadelesinin, tüm ezilenlerin mücadelesi olacağını söyledi. Kıbrıs'ın 40 yıl önceki işgalinin Türkiye işçi sınıfına nasıl anlatılması gerektiğini, Kıbrıs'ın sömürgeleşmesinin Türkiye emekçilerinin çıkarlarına nasıl zıt bir durum olduğunu ortaya koydu. Onunla birlikte Türkiye solunun da Kıbrıs'ın sömürge olduğunu, ayrı bir ülke olduğunu kavraması gerektiğini belirtti.

Savran'in konuşmasının ardından tartışma kısmına geçildi. Kıbrıs'ın sömürge durumu, genel olarak sömürgeler, Kıbrıs'taki sınıf mücadeleleri ve sol üzerine canlı bir tartışma yapıldı.