Uludağ Üniversitesi'nde yeni dönem, yeni sorunlar: Çözüm mücadele

Uludağ Üniversitesi'nde henüz okul açılalı bir ay bile olmamışken birçok sorunla karşılaştık. Bu sorunlardan ilki yemekhane ücretlerinin 2 liradan 2,5 liraya yükselmiş olması. Ayrıca yemekhane kartımızı ikinci kez okuttuğumuzda 2,5 lira değil 5 lira kesiliyor. Önceki senelerde birden fazla kişi yemekhaneye gittiğimizde içimizden birinin kartına bankamatikten para yükleyerek, fazla sıra beklemeden yemek yiyebiliyorduk. Bu sene ikincide 5 lira kestiği için bankamatiklerin bulunduğu yemekhane girişinde çok uzun kuyruklar oluşuyor. Bütün bunlar okul yönetiminin bizlerin çıkarımıza davranması gerekirken yemek şirketlerinin çıkarını düşündüğünü gösteriyor. Üniversitemizdeki diğer bir sorun ise darbe girişimi sonrasında kapatılan üniversitelerden öğrencilerin okulumuza yerleştirilmesi. Bu da sınıflarda planlanandan fazla öğrencinin ders görmesine sebep olurken, ileride eğitimin niteliğinin düşmesine yol açacak. Hem eğitimin niteliğini hem de tüm öğrencilerin haklarını koruyacak bir planlama yok. Kapatılan üniversitelerden gelen öğrencilerin eski okullarına verdiği ücretleri Uludağ Üniversitesi'ne ve devlete vermeye devam etmesi yöneticiler için yeterli.

Sorunlar elbette bunlarla sınırlı değil. Bu yıl ders seçimi yaparken otomasyonda karşılaşılan sorunlar öğrencilerin ders seçimi yapamamasına neden oldu. Alttan dersi kalan bir öğrenci kredisi yetmesine rağmen okulu uzama pahasına da olsa ders alamadı. Uludağ Üniversitesi'nde ilgili bölümlere dekanlıklara ve hatta rektöre binlerce dilekçe yazılmasına rağmen çözüm bulunmadı. Öğrencilere söylenen şuydu: ''Senato tarafından alınan kararlar bellidir, rektörümüz Yusuf Ulcay böyle istedi.'' Okulda öğrencileri ilgilendiren daha birçok değişiklik yapılırken, öğrencilere hiçbir söz hakkı verilmemesi tepkiye neden oldu. Okul yönetimi yükselen tepkilerden korkuyor olacak ki bu talebi çözüme kavuşturma yolunu tercih etti. Ancak kendi yöntemleriyle ve göz boyamak için. Senatoya her fakülteden bir öğrenci alınacak. Öğrenciler ancak kendi bölüm temsilcileri için oy kullanabilecek, daha sonra fakülte temsilcisi için bölüm temsilcileri kendi aralarında oylama yapacaklar. Son olarak da ilgili dekanlık onayından sonra rektör onaylayacak ve öğrenci temsilcisi ancak o şekilde senatoya girebilecek. Ayrıca senatoya adaylığını koyacak öğrencinin 2'nin üzerinde not ortalamasına sahip olması ve daha önce okuldan hiçbir ceza almamış olması gerekiyor. Devrimci öğrencilere her fırsatta soruşturma açan ve ceza veren Uludağ Üniversitesi elbette ki böyle bir ayrıntıyı atlamayacaktı senatoya öğrenci alırken. Yani bir şekilde öğrencilerin seçtiği ve güvendiği bir aday, tüm şartları aşsa bile devrimci bir öğrenciyse dekanlık ve rektörlük tarafından kabul göremeyecek. Ne demokratik bir seçim!

Bizler sadece Bursa'da değil, örgütlü bulunduğumuz tüm okullarda ve illerde, ister liseli ister üniversiteli olsun Devrimci İşçi Partili öğrenciler olarak biliyoruz ki; çözüm bu sistemi değiştirmektedir. Çözüm işçi sınıfıyla beraber; okulumuzdaki taşeron işçilerle, temizlik işçileriyle, haksız yere işlerinden atılma tehdidiyle karşı karşıya kalan akademisyenlerle hep birlikte ortak bir sesle mücadeleyi ileriye taşımakta. Ancak bu şekilde haklarımıza sahip çıkıp, yeni kazanımlar elde edebiliriz. Çözüm mücadelede!

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Kasım 2016 tarihli 85. sayısında yayınlanmıştır.