Müşteri değil, öğrenciyiz!

Gençleri hayatlarının en güzel, en verimli geçebilecek döneminde test kitaplarına ve dershanelere mecbur eden üniversiteye giriş sınavı başvuruları başladı. Sınava girecek olan bizlerin aşağı yukarı 170 TL civarında bir ücret ödemesi gerekiyordu. Başvuruların başlamasından bir gün önce ÖSYM pek nahoş bir sürpriz yaptı.

Bazılarımızı intihara sürükleyecek kadar strese sokan bu sınava girmek artık yüzde 25 daha pahalı! Bu yıl YGS’ye girmek bize 50 TL’ye mal oluyor, LYS’lerin her biri ise 30 TL’ye çıktı. Bu durumda bütün sınavlara girmek isteyen bir öğrenci 200 TL vermek zorunda! Soruyoruz; maddi sıkıntılar sebebiyle zaten dershaneye gidemeyen arkadaşlarımız için kolayca ceplerinden çıkarıp verilebilecek bir para mı bu? Soruyoruz; asgari ücret ile geçinen bir ailenin çocuğu olan bir arkadaşımızın kolayca cebinden çıkartıp verebileceği bir para mı bu? Güç bela dershaneye gidebilse bile neredeyse bir dershane aidatını da çıkarıp ÖSYM’ye mi verecek?

Öte yandan, bizler müşteri miyiz ki bir mağazadan bir şey satın alır gibi sınav satın alıyoruz? Halktan alınan onca vergi sınav yapmak için yeterli değil mi ki üzerine para isteniyor? Belki de o vergiler ayakkabı kutularına girdiği için ÖSYM optik kağıt alıcak para bulamıyordur!

Devlet milyonlarca öğrenciden sınav için bu kadar para alırken, dersaneler kapanıp kapanmayacakları ile ilgili tartışmalar sürse de milyonlarca lira kazanırken, bu ülkede bir yandan Erdoğan Polatlar ölüyor! Unutmayalım; Geçtiğimiz sene Erdoğan Polat eğitimini karşılayabilmek için Torunlar İnşaatta çalışırken iş cinayetine kurban gitmişti. Çünkü dershane parasını verebilecek durumu yoktu, devlet eğitimini karşılamıyordu.

Bu yüzden ekonomik durumu ne olursa olsun herkes için eşit, parasız, sınavsız, bilimsel eğitim istiyoruz! Öğrencilerin derneklerden, vakıflardan burs dilenmekten, inşaatlarda, fabrikalarda ölmekten kurtulması için eğitimin parasız olması gerekiyor. Baştakiler halktan aldıkları parayı ayakkabı kutularına dolduracaklarına, hepimize parasız ve eşit bir eğitim sağlamak için harcasalardı bu ülkede Erdoğan Polatlar ölmezdi! Oysa ki onlar bizleri öyle bir sınava sokuyorlar ki sadece matematikle, tarihle vb. şeylerle test etmiyorlar, ölümle, intiharla, psikolojik bozuluklarla test ediyorlar! Oysa biz eşit, parasız, bilimsel bir eğitimin yolunun Berkin’in yolundan geçtiğini çok iyi biliyoruz!

Para vermeden, sınavlara girmeden, anadilimizde, bilimsel ve nitelikli bir eğitim almak bizim hakkımız! ÖSYM’nin sınavlarının paralı olması bu hakkımızın gasp edilmesidir. Bu çocuk işçiliğin de önünü açar. Ailesi eğitimini karşılamayacak durumda olan binlerce öğrenci güvencesiz işlerde, iş sağlığı gözetilmeyen iş yerlerinde çalışmaktadır! Üstüne bir de bu ücret daha da arttırılmıştır. Bunun adı düpedüz sömürüdür! İşçileri, emekçileri açlığa işsizliğe mahkûm edenler, işçilerin çocuklarının eğitimini de karşılamayarak onları geleceksizlikle karşı karşıya bırakıyorlar!

Ne ÖSYM tarafından sınanmaya, ne de dersanelere, sınavlara yüzlerce TL vermeye mahkûmuz! Eğitimin piyasalaşmasına inat, eşit, parasız, bilimsel, anadilde talebimizi daha da yüksek haykırıyoruz. Biz müşteri değil, öğrenciyiz!

Devrimci İşçi Partili Liseliler

Sınıf Bülteni