Soma’da gerçekler gizlenmeye çalışılıyor

Soma’da 301 maden işçisi kardeşimizin katledilmesinin üzerinden altı ayı aşkın bir süre geçti. Bu altı ay içerisinde her ne kadar maden işçileri ile ilgili çok süslü laflar edildi ve onların çalışma şartlarını düzelteceği iddia edilen birçok yasa çıkarıldıysa da hem Soma’da hem de başka maden havzalarında işçilerin yaşamında çok büyük değişiklikler olmadı. Daha Soma katliamının üzerinden aylar geçmeden hükümet yetkililerinin söylediği tüm yalanlar bir kez daha ortaya çıktı Ermenek’te.

Birçok insan, Ermenek katliamından sonra artık hükümetin işçi ölümleri ile ilgili mutlaka ciddi adımlar atacağını bekler oldu. Ancak insanlar Ermenek’te evlatlarını kaybeden ailelerin yırtık lastik ayakkabılarını, bakımsız evlerini, fakirliklerini televizyon kanallarından izlerken işçi cinayetleri hızla devam etti. Ne madencilerin yaşamında ne de diğer işçilerin yaşamlarında hiçbir değişiklik olmadı. Bilakis olumsuz anlamda birtakım değişiklikler yaşandı. Gerçekler ağlak demagojilerle gizlenmeye çalışıldı. Bunun en somut örneği Soma’da yaşanmaktadır.

İşçiler İşsizlikle Ehlileştirilmek İsteniyor

Soma’da yaşam eskisinden daha iyi değildir. Aylardır ödenmeyen maaşlar, verilmeyen yardımlar işçilerin yaşamlarını çekilmez hale getirmiştir. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi geçtiğimiz günlerde onlarca maden işçisi sebepsiz yere işten atılmıştır. Soma’daki tüm maden işçileri bu işten atmaların arkasının geleceğini düşünüyor. Zira maden patronları kendi içine düştükleri çıkmazdan kurtulabilmek için maden işçilerini açlıkla terbiye etmeye çalışıyor. “Biz olmazsak siz de olamazsınız!” mantığı ile hareket eden maden patronları işçileri kendi çıkarlarının arkasına takmaya çalışıyor. Zaman zaman başarılı olduklarını söylemek de mümkün. Zira yaşanan tüm acılara rağmen, Somalı maden işçilerinin örgütlü bir şekilde hareket ettiklerini söylemek çok zor.

Katliam Hükümetin Soma İle İlgili Planlarını Değiştirmedi

Hükümet Soma’daki kömürleri her ne pahasına olursa çıkartmakta kararlı. Bu bölgeden çok kısa bir süre içerisinde büyük miktarlarda kömür çıkartılması planlanıyor. Bununla ilgili ilk somut adımı Yırca köyünde gördük. Var olan santral yetmiyormuş gibi bir santral daha kurabilmek için Yırca köylülerinin zeytinliklerine zorla el konuldu. Gerçi bu adım Yırca köylülerinin direnişine takılmış gibi görünse de hükümetin kolay kolay bu santralden vazgeçmeyeceği açık.

Diğer bir adım da devlete ait olan var olan santralin özelleştirmesi adımları. Kısa bir süre içerisinde bu santral de özelleştirilecektir. Nispeten özel şirketlerde çalışan işçilere göre daha iyi koşullarda yaşayan kamu işçilerini oldukça kötü bir gelecek beklemektedir.

Madenlerde İşten Atmalar Sürecek

Normalde yeni madenlerin açılması ve yeni santrallerin kurulması iş gücüne olan ihtiyacın artması demektir. Eğer Soma katliamı olmasaydı hükümet için her şey yolunda gidecekti. Satılmış bir sendika, ürünleri para etmeyen ve bu yüzden yok pahasına ücretlerle işçi olarak çalışmak zorunda olan binlerce köylü… Lakin yaşanan katliam insanların öfkelerini büyüttü. Artık patronların da sendika ağalarının da işi eskisi kadar kolay değil. İşçiler her ne kadar yeterince örgütlü olmasalar da, eski kadar da tepkisiz de değiller. Verilen sözleri unutmuyorlar, ücretleri yatmadığında tepkilerini dile getiriyorlar, tehlike gördüklerinde yer altına inmiyorlar.

Diğer bir yandan da hem maden patronları hem de sarı sendikalar kamuoyunun baskısı altındalar. En liberal yazarlar bile bu katliam karşısında göstermelik de olsa tepki veriyor. Hal böyle olunca hem AKP hükümeti hem maden patronları hem de sarı sendikalar işlerini kolaylaştıracak adımlar atmayı planlıyorlar. Bu adımlar da işçinin üzerindeki işsizlik korkusu ile oynamak üzerine olacaktır.  

Bu Düzen Değişmedikçe İşçi Katliamları Sürecek

Hükümet iktidarını koruyabilmek, büyüyen cari açığı kapatmak için yer altında yer üstünde ne varsa satma peşinde. Patronlar kârlarına kâr katma peşinde. Sarı sendikalarsa var olan imtiyazlarını, koltuklarını koruma peşinde. İşçi ise can derdinde, karnını doyurma, çocuklarına iyi bir gelecek hazırlayabilme derdinde. İşçilerle patronların ve piyonlarının dertleri bir değil. Aralarında uzlaşmaz çelişkiler var. Bu düzen değişmedikçe de işçilerin dertlerinden kurtulabilmelerinin çaresi yok.

Soma başta olmak üzere tüm işçi havzalarında bugün anlatılacak olan gerçek budur. Bu gerçeğin farkına varan ve düzeni değiştirmek için birleşen işçiler burjuvazinin tüm yalancı yasalarını, demagojilerini alt-üst edecektir. En başta ileri sürülecek talepler de taşeronun yasaklanması ve madenlerin işçi denetiminde kamulaştırması olacaktır.