Ülke menfaatleri = sermayeye güvenli ortam!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 301 işçinin hayatını kaybettiği madenin sahibi Soma Holding’e yeni termik santral izninin verilmesi hakkındaki soruya “Bizim yaptığımız işlemlerin ve girişimlerin Türkiye’deki yerli kömürü arttırıp arttırmadığına, onu teşvik edip etmediğine lütfen dikkat edin. Biz ithal kömürü yerli kömüre karşı tercih etmiyoruz. Soma’ya gidin anket yapın bakalım vatandaş yerli kömürü destekliyor mu desteklemiyor mu? Biz istihdamı arttıran, cari açığı azaltıp yerli üretimi arttıran ama iş sağlığı ve güvenliği ile alakalı konulara dikkat eden bir yapı kullanmak istiyoruz. Ben eğer riski sıfırlamak yönünde bir tercih kullansaydım, kendi üzüntümü azaltmak üzere bir tercih kullansaydım, ithal kömürü tercih etmem gerekirdi. Bütün sorduğum akıllı insanlar bana ‘bunu tercih et’ diyorlar. Ama konu öyle değil arkadaşlar! Bizim şahsi üzüntümüz, sıkıntımız, prestijimizden ziyade burada ülke menfaatleri önemli” cevabını vermiş. Zannedersiniz bakanımız ithalatı ihracatından fazla olduğu için yıllardır artan cari açığın hüküm sürdüğü bir ekonominin bakanı değil; yerli malı sevdalısı bir vatanperver. Sanki onun hükümeti döneminde her gün en az üç işçi iş cinayetlerinde ölmüyor. Bakan bir de bize tavsiye veriyor: Somalı vatandaşa sormalıymışız; o yerli kömür istiyormuş. Bakan beyin kulakları herhalde başta Somalı madenciler olmak üzere birçok maden işçisinin “madenler kamulaştırılsın” ve “biz tarlalarımızı geri istiyoruz” taleplerine tıkalı.    

Metal grevinin ertelenme gerekçesi de benzer: “milli güvenlik”. Başbakanlık savunmasında işçilerin greve çıkarken dillendirdiği taleplere, çalışma ve yaşama koşullarına ilişkin tek bir cümle sarf etmezken, sermayenin çıkarlarına sayfalarca yer ayırarak “milli güvenlik ile milli ekonomi birbirinden ayrılamaz” demiş ve greve çıkan işyerlerinde üretilen ürünlerin iç pazar ve ihracatta önemli yer tuttuğunu belirtmiş. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı da metal işçilerinin grevine ilişkin erteleme kararı hakkında, "Otomotiv, inşaat ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren bu şirketlerde üretimin durması, otomotiv, enerji, boru ve beyaz eşyada üretim yapan ve senelik 20 milyar dolar ihracat hacmine sahip 26 büyük şirketin üretiminin durmasına yol açacaktır. Hükümetimiz bu etkileri ve taleplerimizi dikkate alarak Bakanlar Kurulu kararı ile bu grevi erteledi. Hükümetimize bu karardan ötürü teşekkür ediyoruz ve bu kararı destekliyoruz” demiş.

Türkiye’de egemenler için ülke menfaatleri ve milli güvenliğin anlamı bir avuç patronun çıkarlarının toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan emekçilerin karşısına konması. Çünkü dünya ölçeğinde çalışma saatleri ve fazla mesai bakımından Türkiyeli emekçiler ilk sıralarda yer almalarına rağmen ülkede işsizliğin resmi olarak yüzde 10’u geçmesi, iş aramaktan vazgeçenleri de hesaba kattığımızda yaklaşık 5.5 milyon işsiz olması, genç işçilerde işsizlik oranının yüzde 20’yi bulması, ücretlerin son 20 yıldır yerinde sayması, kamu işçilerinin reel ücretinin son 20 yılda yüzde 13 erimesi, her üç işçiden birinin kayıt dışı çalıştırılıyor olması, son 10 yılda taşeron işçi sayısının 300 binden 2.5 milyona çıkmış olması, 2002 yılından bu yana bütün iş kollarında yaşanan yoğun taşeronlaştırma uygulamaları sonucu 6 milyona yakın insanın iş güvencesi ve diğer sosyal güvencelerden yoksun olarak düşük ücretle ve her an işten atılma korkusu ile çalıştırılıyor olması, AKP döneminde iş cinayetlerinde ölenlerin sayısının 15 bini bulmuş olması, anlaşılan “ülke menfaatleri” açısından teferruat! Yine de haksızlık etmeyelim; açık sözlü patronlarımız da var. Ülkenin önde gelen patronlarından Eczacıbaşı kendisiyle yapılan söyleşide “Yatırımcının güven duyduğu ve parasını güvenle getirdiği, yerli ve yabancı sermayenin önünü gördüğü bir ortamın sunulması en önemli konu” diyerek durumu açıklığa kavuşturmuş. Bu vesileyle milli güvenlik ve ülke menfaatleri “gerekçelerinin” sermayeye güvenli ortam sağlamanın kod adı olduğunu bir kez daha hatırlamakta fayda var. Eski bir Çin atasözünün dediği gibi: İnsan bindiği dalı, o dalda asılmadan evvel kesmeyi bilmelidir.