Türkiye Suriyeleşmemeli, Newrozlaşmalıdır!

Newroz günü sadece baharın gelişini değil mücadele ve dayanışmayı da simgeler. Bugün Asya'dan Ortadoğu'ya pek çok ülkede resmi tatil olan bu bayram günü, yıllarca Kürtlere yasak edilmiştir. Bugün de Kürt halkının özgürlük ve eşitlik mücadelesini ezmek isteyen iktidar daha önce yaptığı gibi yine Newroz kutlamalarını yasaklayarak bu niyetini ortaya koymuştur. İstanbul'dan Urfa'ya, Adana'dan Mardin'e halkların Newroz'u kutlaması, kardeşlik ve dayanışma içinde bir araya gelmesi ve taleplerini yükseltmesi engellenmektedir. Sadece Diyarbakır'da kitlesel Newroz kutlamasına izin verilmiştir. Diyarbakır Newroz'u da Sur'un ve Cizre'nin yıkıntılarının, Bağlar'dan Nusaybin'e süren operasyonların gölgesinde gerçekleşecektir.

Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara Garı'nda, Kızılay'da, Sultanahmet'te ve nihayet İstiklal caddesinde patlayan bombalar, Türkiye'nin adım adım Suriyeleştirilmesinin kanlı ve acı göstergeleridir. Tüm bunların hiç şüphesiz ki siyasi sorumlusu iktidarını korumak ve suçlarını örtmek adına halka en acımasız bedelleri ödetmeye hazır olduğunu göstermiş olan Erdoğan ve AKP'dir. Bu yüzden Türkiye'nin Suriyeleşmesinin engellenmesi de, halkların barış özleminin gerçekliğe kavuşması da ancak bu iktidarın yenilgiye uğratılmasıyla mümkündür. Bu da ancak halkların kardeşleşmesi ve birlikte mücadele edip direnmesiyle gerçekleşebilir. Yani Suriyeleşmenin alternatifi kardeşliğin, direnişin ve birlikte mücadelenin ifadesi olması anlamında Newrozlaşmaktır.

Bazı iktidar yandaşlarının salık verdiği gibi, emekçi halk bu kanlı gidişata alışamaz, alışmamalıdır. Değiştirmek için güçlerini birleştirmelidir. Emekçi halkın bu gidişata dur diyecek güç birliği en temelde işçilerin birliğine yaslanmak zorundadır. İşçilerin birliği, halkların kardeşliğine giden yolu açacaktır. Savaşın bedelini Türkü, Kürdü, Arabı ile en ağır şekilde emekçi halk ödemektedir. Savaştan nemalanan ise sermaye iktidarları ve emperyalizmdir. İşçi sınıfının sermayeye ve emperyalizme karşı mücadelesi ne kadar yükselirse halkların kardeşliğinin zemini de o kadar kuvvetlenir.

Ancak, kaderini eline alan, sermayenin boyunduruğundan kurtulmak üzere mücadelesini yükselten bir işçi sınıfı, halklar arasında düşmanlığı körükleyen ırkçı ideolojilerin hakimiyetinden kurtulabilir. İşçi sınıfının, ne Kürtlerin ezilmesinden, ne mezhep savaşından çıkarı vardır. İşçi sınıfının ve tüm ezilen halkların ortak düşmanı sömürgeciler ve emperyalizmdir. İşçi sınıfı ortak düşmana karşı mücadeleyi yükselterek, sermayenin dayattığı milliyetçi, ırkçı, mezhepçi ideolojilerden kurtularak kendi çözümünü ortaya koymalı tüm ezilenleri özgürlük ve eşitlik bayrağı altında toplamalıdır. Bu yüzden geçtiğimiz yıl Newroz alanlarında yükselttiğimiz şiarımızı ısrarla yineliyoruz: "Kürtlerle Barış, ABD'yle, AKP'yle, sermayeyle, emperyalizmle, faşizmle, Siyonizmle savaş!"      

Çünkü şunu biliyoruz: Halkların düşmanı olan bu gerici güçleri yenmeden topraklarımıza barışı ve özgürlüğü getiremeyeceğiz! Türkiye'nin Suriyeleşmesini kardeş emekçi halkların Newrozlaşmasıyla durduracağız!