DİP Bildirisi: Sadece daha iyi bir TİS için değil tüm metal işçilerinin birliği için ileri! Haydi greve!

Yıllardır metal sektöründeki grup sözleşmelerinde Türk Metal sendikası ve MESS arasında bir tiyatro oynanıyor. Metal patronları, otomotivde ihracat rekorlarından bahsediyor, dönemin başbakanıyla kol kola yatırımlar yapıyor, kârlarına kâr katıyorlar. Ancak işçilere gelince, Türk Metal’i de yanlarına alıp ilk altı ay için yüzde 9 sonrasında da enflasyon oranındaki bir ücret zammını işçilere reva görüyorlar. Sözleşme süresini 3 yıla uzatıp üçüncü yılda enflasyon artı yüzde 3’lük bir zamla patronlara kıyak da unutulmuyor.

Metal işçisi hangi sendikaya üye olursa olsun bu oyunu görmektedir. MESS ile mücadele yerine onunla işbirliği yapılarak bağıtlanan sözleşmelerin nasıl yıllar içinde haklarımızı geriye götürdüğü, tüm işçilerin borç batağına sürüklendiği ortada.

Sektörün en büyük sendikasının sözleşmeyi imzalaması konunun kapandığı anlamına gelmez. Birleşik Metal’e bağlı işçiler son sözü söylememiştir. Bu söz metal işçisinin makus talihini değiştirecek güç ve kararlılıkla söylenmelidir. Tiyatro sahnesini gerçek bir hak arama mücadelesine dönüştürmek ve işçinin hak ettiğini alabilmek için gelinen aşamada bu kararlılığın adı GREV’dir.

Birleşik Metal’in üye sayısının ya da örgütlü olduğu işyerlerinin sayısının daha az olması güçsüz olduğumuz anlamına gelmez. MESS’le oynanan tiyatroda seyirci olmaktan bıkan yüz binden fazla metal işçisi farklı sendikaya üye olsa da, daha da fazlası örgütsüz biçimde çalışmaya devam etse de,  bugün Birleşik Metal’in ne yapacağına bakmaktadır. Birleşik Metal’in alacağı bir grev kararı kendi üyesinden çok daha fazla bir gücü harekete geçirebilir.

Bugün konu yüzdelik zammı arttırmaktan, sözleşme süresinden ibaret değildir. Esas mesele yarına daha güvenle yürüyebilmek, çocuklarımızın geleceğini güvenceye alabilmek için mücadeleyi yükseltme meselesidir. İşçinin ikiyüzlü tiyatro sahnesini dağıtma, masaya yumruğunu vurma zamanıdır.

Kârları artarken işçiye zırnık koklatmayan patronun en ufak bahanede kitlesel işten çıkartmalara gittiğini ve küresel kriz ortamında benzer saldırılarına devam edeceğini biliyoruz. Mesele patron için bedel ödeyen değil krizin faturasını krizi yaratan patronlara ödeten bir sendikal mücadele yaratmaktır. Aksi takdirde kurulan tiyatro sahnesinde işçinin rolü figüranlığın ötesine geçemeyecektir. Bunun için, GREV demek sadece TİS’i daha iyi koşullarda imzalamak değil tüm metal işçilerine birlik ve beraberlik çağrısıdır. İşte bu birlik ve beraberlik işçinin makus talihini değiştirecek insanca bir ücretin yanında insanca bir yaşama giden yolu da açacaktır!