Defol Amerika!

ABD’nin başını çektiği emperyalist güruhun 14 Nisan günü sabaha karşı Suriye’ye yaptığı füzeli saldırılar bir barbarlık gösterisidir. Şam, Humus, Hama, Dera ve Suveyda’yı vuran füzeler Amerikan, İngiliz ve Fransız emperyalizminin çıkarları için ve Siyonist İsrail’in siparişi ile ateşlenmiştir. Bu saldırıların Duma’da yapıldığı iddia edilen kimyasal katliama cevaben yapıldığı büyük bir yalandır.

Füzeler kimyasal provokasyonun altındaki emperyalist imzadır

Bugünden önce Suriye devletinin Duma’da kimyasal silah kullanması kanıtlanmaya muhtaç bir iddiaydı. Ancak iddialara yönelik uluslararası her türlü araştırma girişimini reddettikten sonra elinde hiçbir somut delil olmadan Suriye’yi vuran emperyalistler an itibariyle Duma’daki kimyasal provokasyonun da altına imzalarını atmış bulunmaktadır. Suriye’yi vuran Tomahawk ve Shadow füzeleri kimyasal katliamın değil Suriye’nin 10 Şubat’ta düşürdüğü İsrail uçağının ve ardından emperyalist ve Siyonist işbirlikçisi mezhepçi çetelerin Şam’ı terk edişinin bedelidir. Emperyalizm, Suriye’de gözden düşen ve etkisini yitiren Cenevre sürecini yeniden canlandırmak istemektedir. Emperyalistler, taşeron olarak kullandıkları çeteler hezimete uğradığı için masada kendi ordularının ve donanmalarının gücüyle ağırlık oluşturmaya çalışmaktadır.

Emperyalizme ve Siyonizme karşı Suriye halkıyla dayanışma içindeyiz

Trump’ın tehdit ve hakaretlerle borazanlığını yaptığı emperyalist koro, yüzden fazla füze atarak sadece Suriye’ye değil tüm Ortadoğu halklarına gözdağı vermektedir. Bu anlamda Esad’ı ya da onu destekleyen güçleri siyasi olarak savunmasak da bu gözdağına karşı Suriye halkı ile tam bir dayanışma içindeyiz ve yapılan bu saldırıyı tüm bölge halklarına yapılmış sayıyoruz. Suriye hava savunma sistemlerinin vurduğu ve etkisiz hâle getirdiği füzelerden ve emperyalist propagandanın aksine Suriye’nin kayıplarının sınırlı kalmasından dolayı memnuniyet duyuyoruz. Uçak gemileri, destroyerleri, savaş uçakları ve akıllı füzeleriyle yaptıkları geçit resmi ve yaptıkları dehşetli saldırılar, emperyalizmin zayıflayan ve gerileyen bir güç olduğunu gizleyememektedir.

Ölüm döşeğindeki emperyalizmi ayakta tutan işbirlikçilerdir

Ancak gerileyen ve zayıflayan emperyalizm kendi kendine mezarın dibini boylamayacaktır. Ölüm döşeğindeki emperyalizm halen halklara eşsiz acılar yaşatabilecek bir askeri gücü elinde tutmaktadır. Son saldırılar, hem dayandıkları kimyasal saldırı iddialarının çürüklüğü hem de Rusya’nın misilleme tehdidi dolayısıyla sınırlı kalmışsa da, bu vesileyle emperyalistlerin Doğu Akdeniz’de tam bir emperyalist yığınak yapmış olduğu gözlerden kaçmamalıdır.

Bu emperyalist kuşatmanın önemli bir dayanağı ise bölgedeki işbirlikçi iktidarlardır. Bunların başında emperyalist saldırıya tam destek veren Suudi Arabistan gelmektedir. Kıbrıs bir kez daha İngilizlerin Ağrotur ve Dikelya üsleri ile emperyalist saldırganlığın batmaz uçak gemisi işlevi görmüştür. Kıbrıs’ın hakim sınıfları ve onların Yunan ve Türk hamileri yıllardır aralarında çekişirken sadece bu üslerin varlığını tartışma dışı bırakmıştır. Bu yüzden bu üsler vasıtasıyla işlenen tüm suçların da ortağı olmuşlardır.

Erdoğan ve AKP iktidarının emperyalizme desteği utanç vericidir

Türkiye de ne yazık ki bu emperyalist saldırganlığa destek vermektedir. İncirlik üssünün son saldırıda kullanılmamış olması bir şey değiştirmez. İncirlik’ten kalkan uçaklar yıllardır düzenli olarak Suriye’yi bombalamaktadır. Amerikan generalleri de sık sık Türkiye’nin işbirliğinden övgüyle söz etmektedir. Ancak son saldırılarda Türkiye’nin verdiği destek üs kullandırmanın ötesine geçmiştir. ABD’nin uçak gemileriyle yığınak yaptığı bölgede Suriye’yi vurmak için İncirlik’e ihtiyacı yoktu; ancak emperyalist saldırganlığına insani bir kılıf geçirme ihtiyacı vardı. Türkiye’de siyasi iktidar Erdoğan’dan başlayarak tüm devlet kademeleriyle ağız birliği ederek, “olumlu bir adım olarak görüyoruz” (Binali Yıldırım), “vicdanlara tercüman oldu” (Türkiye Dışişleri Bakanlığı”, “Suriye rejiminin cevapsız bırakılması düşünülemezdi” (Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın) ve  “masumların hesabı daha önce sorulmalıydı” (Recep Tayyip Erdoğan) sözleriyle emperyalizmin yardımına koşmuş ve saldırganlığa insani bir kılıf geçirmek için seferber olmuştur.

Emperyalizme ve Siyonizme karşı halkların kardeşliği

Hâkim sınıflar ve işbirlikçi hükümetler emperyalizmin arkasında aynı hizadadır. Biz ise, NATO’ya karşı mücadelede, emperyalist üslerin kapatılmasında ve yabancı askerlerin kovulmasında Türk ve Rum Kıbrıslılar ve Yunanistan işçi sınıfıyla aynı cephedeyiz. Suudi Arabistan başta olmak üzere işbirlikçi Arap rejimiyle değil, İsrail korsanlığına karşı direnen Filistin halkıyla ve yüreği emperyalizme ve Siyonizme karşı haklı bir öfkeyle dolu olan Arap dünyası ile birlikteyiz. Emperyalizmin ve Siyonizmin tehdidi altındaki İran halkıyla beraberiz. Kürt halkının ezilmişliğini kendi kirli planları için suistimal edenlere karşı Kürt halkına eşitlik ve kardeşlik elini uzatanlarız. “Kürtlerle barış, ABD’yle savaş” diyenleriz.

Türkiye NATO’dan çıksın İncirlik Kapatılsın!

Kıbrıs’ta Yunanistan’la, Ortadoğu’da Suudi Arabistan’la çekişen Türkiye’nin, konu emperyalizmin çıkarları olduğunda aynı hizaya gelmesi utanç vericidir. Bu durum, halkın kendisine söylenen yalanları görmesi için bir vesile olmalıdır. İşbirlikçi hükümetler ne yaparsa yapsın Ortadoğu ve Balkanların emekçi halkları tercihini kardeşlikten yana yapmalıdır. Onlar emperyalist saldırganlığa ortak olur ve destek çıkarken bizim görevimiz Türkiye’nin NATO’dan çıkması ve İncirlik üssü başta olmak üzere tüm emperyalist üslerin kapatılması için mücadeleyi yükseltmektir.

Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!

Trump, füzelerini ateşlemeden önce attığı bir sosyal medya mesajında DAİŞ’e karşı elde ettikleri başarıdan söz edip, “nerde teşekkürler Amerika” diye sormuştu. Füzeler Suriye topraklarına sırayla ateşlenirken işbirlikçiler de efendilerinin elini öpmek için sıraya girdiler. Bu toprakların emekçi halklarını temsil etmiyorlar. Çünkü bizim söyleyecek tek sözümüz var: “DEFOL AMERİKA!”  

Devrimci İşçi Partisi Politbürosu